7 Mayıs 2013 Salı

MANOLYA ÇİÇEĞİ




Kuzey Amerika’dan Güney Asya’ya kadar birçok farklı coğrafyada yabani şekilde bulunabilen Manolya, yüzyıllar boyunca insanlara esin kaynağı olan bir bitkidir. Batı Hindistan’da uzun süredir yetiştirilen bu bitkiye farklı anlamlar verilmiş ve birçok tapınağın sunağında dekoratif amaçlı kullanılmıştır. Son yıllarda özellikle Yeni Zelanda ve Avustralya’da yapılan çalışmalar sonucunda bazı yeni Manolya türleri üretilmiştir. Bilimsel açıdan incelendiğinde hem biyolojik hem de botanik bilimciler Manolya çiçeğinin ilkel bir yapıya sahip olduğunu söylemektedir.
Evrimsel gelişim görüşü savunmaya “ısrarla” devam eden biyologlar, dünya tarihinin erken dönemlerinde arılar oluşmadan önce dahi Manolyaların varlığını sürdürdüğünü düşünmektedir. Arıların dünya üzerinde var olmadığı dönemde bitkilerde üremenin kanatlı böcekler tarafından yapıldığını “tahmin eden” bilimadamları, Manolya çiçeği dişi üreme organının tozlaşmayı kolaylaştıracak şekilde geliştiğini düşünmektedir. Günümüzdeki fosil kayıtlarına göre bulunan en eski Manolya çiçeğinin yaklaşık olarak “20 milyon” yaşında olduğu düşünülmektedir.
Doğada yabani olarak yetişen Manolya çiçeği genel olarak beyaz renge sahiptir. Saksı çiçeği olarak yetiştirilen Manolya, dayanıklı yapısıyla dış mekan bitkisi olarak da kullanılmaktadır. Oldukça narin bir yapısı olduğu için birçok insan tarafından kadınların ince ruhu ile özdeşleştirilen Manolya çiçeği, her mevsimde ekilebilmektedir. Ancak yine de kış aylarında dış mekanda yapılacak ekimlerde gece donlarının olmamasına dikkat edilmesi gerekir. Güneş ışınlarının dik açıyla geldiği öğlen saatlerini pek sevmeyen Manolya, sert rüzgarların esmediği iklimler için uygundur. İklim şartları yıl boyunca şiddetli rüzgarlara neden olursa, Manolya ekilen alanın mümkün olduğunca korunaklı hale getirilmesi gerekir. Ayrıca Manolya’nın kökleri toprağın çok derinine inmediği için çapalamadan kaçınmak gerekir.




http://www.herturlu.org/manolya-cicegi/ SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.

GLAYÖL ÇİÇEĞİ






Glayör çiçeği yassı soğanlı, kılıç gibi yassı ve sivri yapraklı, güzel çiçekli, çok uzun ömürlü otsu bitki çeşitlerindendir. Yukarı kısmında çiçeklerinin yer aldığı sapının yüksekliği 1.50 m civarındadır. Çiçekler, sapın üstünde bir yanda dizili öbekler halinde bulunur, huni yada boru biçiminde olan çiçek çevresi bakışımlıdır. Glayör çiçeklerinin meyvesi üç bölmeli bir kapsüldür. Glayör çiçekleri süsengiller familyasındandır. Glayörün bazı türleri Gladiolus communis, gladiolus segetum, gladiolus italicumdur.
Glayöller en tanınmış soğanlı bitkilerdendir.Onları genellikle kesme çiçek olarak görürüz.Ama bir parça güneş gören toprağınız varsa bu gösterişli çiçeği kolaylıkla yetiştirebilirsiniz.Glayöllerin farklı cinsleri bulunur..Bildiğimiz büyük çiçekli melez olanlarından başka, yazın devamlı açan küçük çiçekli tabii bir türü daha vardır. Glayöl bol güneş ve gübreli toprak sever.Yaz boyunca düzenli olarak sulanmalıdır.İklim aşırı soğuk değil ve yeri iyi drenajlı ise soğanlarını topraktan çıkarmaya gerek yoktur.Bulunduğu yerde sürekli yavrulayarak çoğalacaktır. Soğanlar Mart ayından itibaren 15 gün aralıklarla kısım kısım dikilirse bahçe yaz boyu glayölsüz kalmaz. Bu şekilde 4-5 posta dikim yapılabilir. Glayöl soğanları 6 hafta önce kazılmış ve iyi hazırlanmış toprağa 10.cm derinlik ve 10-15 cm. aralıklarla dikilir. Büyüyen bitkinin devrilmemesi için rüzgar almayan bir yer seçilmelidir. Gerekirse ince bir çubukla destek yapılır.




ATEŞ DİKEN ÇİÇEĞİ






Ateş dikeni (Pyracantha), gülgiller familyasına ait, yaz kış yeşil kalan çalılardandır. Meyveleri halk arasında "Köpek Elması" olarak da bilinir.
3 metreye kadar boylanabilir. İnce uzun ve oval yaprakları vardır. Salkım şeklinde sarımtrak ve beyaz çiçekler açar. Dikenli bir çalıdır. Koyu kırmızı, kırmızı turuncu ve sarı renkli, üzüm salkımı şeklinde meyveleri olur. Meyveleri tatlıdır. İnsan sağlığına, özellikle de yüksek tansiyona olumlu etkisi vardır. Ilıman yerleri sever. Bol ışığa, az suya ihtiyaç duyar. Üzerinde geliştiği toprakta çok besin öğesi aramaz. Bahçelere tek başına ya da gruplar halinde dikilebilir. Ayrıca çit oluşturmak için de kullanılır.



AKASYA ÇİÇEĞİ





Akasya Yetiştiriciliği

Çoğunlukla ağaç ya da ağaççık ya da azınlık olarak çalı formundadır. Genelde tropik bölgelerde yetişmektedir. Yazın yeşil olan ve her dem yeşil kalan türleri vardır. Dikenli ya da dikensiz olabilirler. Çok gösterişli çiçeklere sahiptirler. Azotça fakir olan topraklarda rahatça yetişebilirler.
Üretimi :
Üretimi tohumla ya da çelikle yapılır. Tohumlar sert bir kabuğa sahiptir. Tohumlar ekilmeden önce kaynar suya konulmalı sonradan da soğutulmalıdır. Ekmeden bir gün önce ısıtılırsa çimlenme oraı artar. Çelikle üretiminde ; Temmuz ayında çelikler hazırlanmalıdır. Çelikler sisleme altında tutulmalıdır. Yaklaşık bir ay sonra köklenme görülmeye başlanır.
İstekleri :
Kuru ve fakir topraklarda da yetişebilen bir bitkidir. Büyümeleri çok çabuk olur. Soğuğa ve dona karşı dayanıklı bitkilerdir. Sıcaklığa ve susuzluğa dayanıklıdırlar.
Genelde kıyı ve ve yol ağaçlandırmasında kullanılırlar. Kirli havalara dayanıklıdırlar. 



AÇELYA ÇİÇEĞİ





Açelyafundagiller (Ericaceae) familyasının ormangülü (Rhododendroncinsinden bazı bitki türlerine verilen ad.
Anavatanı Kuzey Amerika ile Asya'nın tepelik bölgeleri olan bu bitkilerin çoğu ormanlarda, kayalık akarsu kıyılarında, bataklık ve gölge yerlerde yetişir. Bahar ya da yaz aylarında pembe, altın sarısı, ateş kırmızısı ve portakal renginin bütün tonlarında ya da beyaz renkte çiçekler açan küçük çalılık bitkilerdir. Açelyalar ormangülleri gibi, çürümüş bitki artıklarınca zengin, humuslu toprakları severler.
Japonlar, yaklaşık 1000 yıldır cüce açelyalar yetiştirmekte ve yöntemlerini gizli tutmaktadırlar. Hint açelyası 1680'de Hollandalılar tarafındanÇin'den Avrupa'ya götürürlmüş ve bu türden Avrupa'ya özgü birçok yeni tür geliştirilmiştir. Bunlardan biri günümüzde Belçika'nın ulusal çiçeği olarak kullanılmaktadır.


http://tr.wikipedia.org/wiki/A%C3%A7elya sitesinden alınmıştır